genel istatistikler
Diyalektiğin temelinde yatan diğer olgu, bizi çevreleyen her şeyde var olan hareket ve değişmedir. Doğada, tarihte, düşüncede, her tarafta hareket ve değişme görürüz. Doğayı veya insanlık tarihini ya da kendi zihin faaliyetimizi gözlemlediğimiz zaman, karşımıza ilk çıkan olgu şudur: Hiçbir şey olduğu gibi, olduğu yerde, olduğu biçimde kalmıyor. Her şey hareket halinde: Her şey dönüşüyor, oluşuyor, göçüp gidiyor. Ve bütün bu hareket ve değişimler; sonsuz bir ilişkiler, etkiler ve tepkiler ağı içinde gerçekleşiyor. Tarih, nesnelerin hep aynı kalmadığını gösteriyor bize. Örneğin, toplumlar hiçbir zaman durağan değildir, hep bir halden başka bir hale geçer. İlkçağda, köle emeğine dayanan toplum vardı; bunu feodal toplum, daha sonra kapitalist toplum izledi. Toplumların incelenmesi, bize, yeni bir toplumun doğmasına imkân veren faktörlerin, bu toplumların içinde, özünde olduğunu ve bunların devamlı olarak ve doğrudan hissedilip gözlemlenemeyen bir şekilde geliştiğini gösterir. Buna göre, kapitalist sistemin de değişimlere uğrayıp başka bir sisteme, örneğin "sosyalist toplum"a yerini bırakacağı ileri sürülmüştür. Ancak değişmekten hiçbir şey masun olmadığına göre, kurulacağı ileri sürülen yeni sistem, sosyalist toplum da değişimlere uğrayarak yerini başka bir topluma bırakacaktır. Diyalektiğin üç büyük düşünürü; Heraklit (M.Ö. 576-480), Wilhelm F. Hegel (1770-1831) ve Karl Marx'tır (1818-1883). Heraklit, karşıtlığı Evren'in temel özelliği saymış, karşıtlığın değişmezliğini göstermeye çalışmıştır. Ona göre, Evren'de sürekli bir karşıtlar çatışması vardır. Evren aynı zamanda sürekli bir değişim içindedir. Heraklit bu gerçeği "Bir nehirde iki defa yıkanılmaz" sözü ile ifade etmiştir. Bununla birlikte diyalektiğin, esas itibariyle idealist Alman filozoflarından Wilhelm F. Hegel tarafından geliştirildiği kabul edilir. Hegel, Heraklit'in görüşünü yeniden ele alarak, bilimsel ilerlemelerin de yardımıyla, her şeyin hareket ve değişiklikten ibaret olduğunu, her şeyin birbirine bağlı olduğunu ileri sürmüş, bu temel düşünceye dayanarak diyalektik anlayışı geliştirmiştir. Hegel'in ilk kavradığı şey "düşüncenin hareketi" olmuş, bu harekete "diyalektik" adını vermiştir. Hegel'in kurduğu sistem bugün "diyalektik mantık" adıyla anılıyor. Hegel'e göre dünya demek, mantık demektir. Biricik felsefe de çelişmelerin - karşıtların- felsefesidir: Çiçek, meyvenin ortaya çıkmasına yol açar, ama meyvenin ortaya çıkması için de, çiçeğin ortadan kalkması gerekir. Ölüm de hem bir ortadan kalkıştır, hem yeniden doğuşun koşuludur. Bununla birlikte Hegel idealisttir: Maddedeki değişmeleri, Ruh'taki değişmelerin tahrik ettiğini kabul eder. Ona göre Evren, maddeleşmiş düşüncedir. Evren'den önce, onu meydana getiren Ruh vardı. Ruh ve Evren sürekli değişmeler içindedir. Ruh'taki değişmeler maddedeki değişmeleri belirler. Örnek: Mucidin bir fikri vardır, fikrini gerçekleştirince, düşünce maddeleşmiş olur. Demek ki maddedeki değişikliklerin sebebi düşüncedir. Sonra, Hegel'in tilmizleri geliyor, özellikle K. Marx (1818-1883) ile arkadaşı F. Engels (1820-1895)... Ancak Marx ve Engels -idealist olan Hegel'in tersine- materyalist, yani önceliğin maddede olduğuna inanan filozoflardır. Onlara göre Hegel'in diyalektiği kısmen doğrudur, çünkü ters kurulmuş bir yapıya benzer. Başka bir deyişle sistem baş aşağı durmaktadır. Onu yeniden ayakları üstüne oturtmak gerekir.
En çok karıştırılan demokrasi ile bir ilişkisi yoktur. Ülke, Cumhuriyet olmasına rağmen demokratik olmayabilir, demokrasi tam olarak uygulandığı halde Cumhuriyet ile yönetilmez. Bakınız, Batı Avrupa'da bir çok ülke; İngiltere, Belçika, Hollanda, Danimarka, İsveç, İspanya vb. ülkeler Cumhuriyet olmamasına rağmen demokrasi ile yönetilmekte, ancak Cumhuriyet rejimi ile yönetilen bir çok Asya ve Afrika ülkesinde demokrasi bulunmamaktadır.
Bir yönetim biçiminin demokrasi adını alması için en az aşağıdaki altı ilkenin uygulanması gereklidir; 1. Siyasal Makamlar Seçimle İş Başına Gelmelidir. 2. Seçimler Düzenli Aralıklarla Tekrarlanmalıdır ve Birden Çok Siyasal Parti Var Olmalıdır, 3. Seçimler Güvenli ve Serbest Olmalı, Temsilde Adaleti Gözetmelidir, 4. İktidar Denetlenebilmesi İçin Çeşitli Kurum ve Mekanizmalar Bulunmalı ve Bunlar Bağımsız Omalıdır. 5. Muhalefetin İktidar Olma Şansı Mevcut Olmalı, Seçmenler İktidarın Seçimle Değişeceğine İnanmalıdır, 6. Temel Kamu Hakları Güvence Altına Alınmış Olmalıdır. arşiv | duyuru | sitemap | RSS Siyasal sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. Sohbet ile geliştirilmiştir. |